Büyükanne;80 civarında (ama asla yaşını söylemez,halen gezmeyi çok sever) Anneanne;55yaşında olabilir( bu konuda kesin kanıtlar bulunamadığı için son beş senedir 50 nin üzerine çıkmamıştır) evin kızı;33-35 olduğu tahmin ediliyor(eşinden ayrılmış olan evin kızı,mümkünse yaş konularındaki sorulara cevap vermiyor) torun;15 yaşından beri zoraki onunda yaşı küçültülüyor(henüz 16 ya deymedi,hem küçük yazdırıldı,hemde sınıf atladı) Dede;evdeki tek erkek olan dede asla yaşları unutmuyor ve hergelene tek tek yaşları sıralıyor,tabi bu ev halkı tarafından hiç hoş karşılanmayıp, bu tip konuları konuşmaya başladığında bir şekilde kafası karıştırılıp evdeki eksik olan malzemeleri almak için bir taraflara gönderiliyor. Bu yazdıklarım şaka değil, tanıdığım bir aile ve aile içinde yaş konusunda müthiş bir dayanışma var.Geçen gün evin kızının yaş günüydü.Yaş gününü kutlamak için telefon açtığımda evin kızı ; -"Ne yaş günü hayatım, bundan sonra bana yaşgünlerimi hatırlatma aramızda anlaşalım yaş günü falan yok "dediğinde koptum, aile bireylerinin ve özellikle dedenin bu konudaki uğraşları aklıma geldi gülmekten gerisini dinleyemedim. Bu yaşlar hepimizin korkulu kabusudur.20 yaşından sonra büyümeyi değilde küçülmeyi isteriz.Yani yaş konusu önemli konu,bilsende söyleyip iddalaşmamakta fayda var Günlerden bir gün, komşularından biri kan ter içinde gelir Hocaya: Aman efendi, bizim evde gene bir fırtına koptu; karımla baldızım birbirini boğup bırakıyorlar. Ben söz geçiremedim bunlara; dinlerlerse gene seni dinlerler. Allah aşkına, gel ne söyleyeceksen söyle şunlaradiye yalvarıp yakarır. Hoca şöyle bir düşündükten sonra: Peki ama, bu kavganın aslı, astarı nedir, yaş meselesi mi, baş meselesi mi diye sorar. Komşusu da: A Hocam, ne yaş meselesi, ne baş meselesi. Gene o, mal, mülk meselesideyince, Rahmetli: Korkma öyle ise, der; kadın kavgası yaş meselesinden çıkmadıktan geri, neden çıkarsa çıksın, bir mendil kuruyuncaya kadar sürmez